Hak Din İslam’a müebbet muhabbet ile

KUR’AN-I KERİM, sadece Müslümanlara bildirilmiş bir mesaj değil, insanlığın varoluşundan bu çağa hitap eden ve asrıyla birlikte dünya üzerinde gelmiş geçmiş tüm insanlığın yaratıcısı olan Hazret-i Allah’tan bütün insanlara indirilmiş bir kitaptır. Allah’ın bütün insanlara rahmet ve merhametinin bir eseri olan Kur’an’ı Kerim; şifrelenmiş varlığın çözümü olarak insan hayatının varoluşunda, kainatın mükemmel uyumuyla birebir eşleşen […]

Yayınlama: 23.01.2023
A+
A-

KUR’AN-I KERİM, sadece Müslümanlara bildirilmiş bir mesaj değil, insanlığın varoluşundan bu çağa hitap eden ve asrıyla birlikte dünya üzerinde gelmiş geçmiş tüm insanlığın yaratıcısı olan Hazret-i Allah’tan bütün insanlara indirilmiş bir kitaptır.

Allah’ın bütün insanlara rahmet ve merhametinin bir eseri olan Kur’an’ı Kerim; şifrelenmiş varlığın çözümü olarak insan hayatının varoluşunda, kainatın mükemmel uyumuyla birebir eşleşen eşsiz hitabıyla, insanın bu dünyadaki serüveninde yolunu aydınlatmak üzere vahyedilmiş bir nur’dur.

“(Kâfirler) istiyorlar ki, Allah’ın nûrunu, (İslâm dinini) ağızları ile (kötü söz ve iftiraları ile) söndürsünler. Allah ise, nûrunu tamamlıyacaktır; isterse kâfirler hoşlanmasınlar.” Saf Suresi/ Âyet.8

İstemeyenler bugüne kadar hiçbir zaman Hak Din olan İslam’ın yayılmasını durduramadıkları gibi, iman edenleri de Hak yoldan döndürememişlerdir.

Nurunu tamamlayacak olan Allah’tır. İstemeyenler olsa dahi. Çünkü Allah Azze ve Celle böyle vaad etmiş, madem vaad etmiş elbette yerine getirecektir. Allah’ın vaadinde hulf olmaz.

Asil Türk Milleti, asırlardır üzerinde oynanan çeşitli oyunlara, sindirme politikalarına ve ümmet olmasını engelleme, doğru yoldan sapmasını sağlama gibi entrikalara maruz kalmıştır.

Buna mukabil, yıllardır on binlerce şehit verdiğimiz terör belasını besleyen, özellikle kendilerini insan haklarının savunucusu, demokrasinin merkezi, medeniyetin beşiği olarak gören Avrupa ve bilhassa, zamanında krallarını himayemize alıp bakmamıza rağmen, son 100 senede Türkiye’ye karşı anlamsız ve mantığı olmayan bir düşmanlık gütmekte olan İsveç’te, özgürlük ve demokrasi olarak addedilip yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in yakılması ve dahası bu eyleme polis eşliğinde müsaade edilmesi dinsiz, imansız ve emperyalist odaklar için alçakça bir tavır ve haddini aşmaktır.

Ayrıca tarihe dönüp baktığımız vakit, kendileri ile bir sınırımız, bir savaşımız olmamış ve hiç karşı karşıya da gelmedik.

Fakat biz Türk-İslam Devleti olarak millî ve manevî değerlerimize saldıran, bizi yok sayan ve tehdit edenlere ise en korkunç ve şiddetli yüzümüzü göstermekten de hiçbir zaman çekinmeyiz.

Zaman zaman içsel tartışmalar atışmalar çatışmalar olsa da söz konusu iman, vatan, bayrak kutsalımız ve değerlerimiz ise tek vücut olmasını da biliriz…

Çünkü Türkiye, İslam’ın son kalesi. Alemlerin Rabbi olan Allah, ayetlerde buyurduğu gibi nurunu tamamlayacak ve dünyadaki bu zulüm, Efendimiz Hz. Muhammed’in (asv) övgü ve müjdesine nail olan Türkiye Cumhuriyeti’nin vesilesiyle son bulacaktır.

Batı ve hasseten Türk-islam düşmanlığı içerisinde yer alan Müslüman karşıtı tüm zihniyetler biliyorlar ki; İslâm sancağı bu topraklarda battı ve yine ebed ahiri bu topraklardan şahlanacak.

Bu milletin evlatlarını artık hiç kimse yolundan döndüremeyecek. Kul olarak bizler tevhid mücadelesi için fedakârlık gösterdikçe Allah’ın yardımı yaklaşacaktır.

Yeniden diriliş sürecinde biiznillah.,

Her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı olduğu gibi inşallah son bir hamleyle İslam’ın gür sesi olan bu aziz millet ve bu şanlı devlet o muhteşem günlerine tekrar geri dönecektir.

Her şer görünende bir hayır vardır zikrince, söz konusu kitabımız ise onu okumada, anlamada ve uygulamada daha istekli daha duyarlı olacak ve neslimize güzel bir emanet bırakacağız.

Kur’an’ı savunmaya yönelik gösterilen hassasiyetin daha büyüğü, Kur’an’ı hakkıyla okumak ve anlamaktan ve yaşamaktan geçtiğini de bu vesileyle hatırlamakta ehemmiyet görüyorum. Kur’an’ı yakmak isteyenlere inat biz Kur’an’ın aşkıyla yanıp tutuşacağız.

Hâsılı; Kur’an mesajının insanı ihya eden, nurunun etkisi ile her zaman kendini gösteren ve kendi ahlakını ihsân eyleyen bir cazibesi vardır.

Umarız ki; hiddetle ve kin-nefretle yola çıkıp hidayete eren Hz.Ömer gibi, Rabbimizin merhamet ve şefkati ile muamele görenlerden olsunlar. Aksi halde Allâh’ın gazabı mühürlenmiş yürekler üzerinde çetin olur.

Ez-cümle; Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler diyerek bağlarken Müslüman bir Türk olarak Yüce Kitabımız Kur’ân-ı Kerim’e sadâkat ile, Hak Din İslam’a müebbet muhabbet ile…

En kalbî selâmlar.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.