Hikâye küçük…

Pazar gününün akşamında haberleri seyrederken bir sokak röportajı takıldı hafızama. Saçları beyazla kül rengi arasında orta yaşlı gözlüklü bir adam. Bu adama Beşiktaş Balık Pazarı’nın önünde mikrofon uzattılar. Soru dikkatimi çekmemiş. Muhtemelen alışılagelmiş sokak röportajı sorularından biriydi ve soru hayat pahalılığı, geçim derdi, enflasyon, emeklilerin hali vb. sorulardan biriydi.   Adam muhabire döndü ve siz […]

Yayınlama: 20.12.2017
A+
A-

Pazar gününün akşamında haberleri seyrederken bir sokak röportajı takıldı hafızama.

Saçları beyazla kül rengi arasında orta yaşlı gözlüklü bir adam. Bu adama Beşiktaş Balık Pazarı’nın önünde mikrofon uzattılar.

Soru dikkatimi çekmemiş. Muhtemelen alışılagelmiş sokak röportajı sorularından biriydi ve soru hayat pahalılığı, geçim derdi, enflasyon, emeklilerin hali vb. sorulardan biriydi.  

Adam muhabire döndü ve siz ne diyorsunuz, bu da soru mu dercesine puslu, buğulu bir bakışla minicik hikâyesini anlattı.

“Geçtiğimiz gün kasaptan et alacağım, yaşlı bir teyze geldi ve 5 liralık kıyma istedi.” dedi ve gözleri iyice buğulandı, dudaklarına telgraf telleri asıldı adamın ve o da yetmedi bir depremle sarsıldı tüm çehresi…

O titredi, ben titredim ekran başında…

Dedim ya hikâye küçük, bazı vicdanlar çok büyük hala…

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.