Kraldan fazla kralcı olmak!

Kraldan fazla kralcı olmak” deyimini hayatımızın bazı evrelerinde hepimiz kullanmışızdır.. Öncelikle bu deyimin ne anlama geldiğine bir bakalım; Türk Dil Kurumu (TDK)’na göre; Kralda fazla kralcı olmak şu anlama geliyor: “Birinin davasını ondan daha çok savunur olmak.” Çevremizde de o kadar çok kraldan fazla kralcı var ki, bunları gördükçe ne yapacağımızı şaşırıyoruz.. Son dönemde bu […]

Yayınlama: 03.09.2021
A+
A-

Kraldan fazla kralcı olmak” deyimini hayatımızın bazı evrelerinde hepimiz kullanmışızdır..

Öncelikle bu deyimin ne anlama geldiğine bir bakalım; Türk Dil Kurumu (TDK)’na göre; Kralda fazla kralcı olmak şu anlama geliyor:

“Birinin davasını ondan daha çok savunur olmak.”

Çevremizde de o kadar çok kraldan fazla kralcı var ki, bunları gördükçe ne yapacağımızı şaşırıyoruz..

Son dönemde bu tip insanlarla o kadar çok karşılaştım ki bir iki örnek vermek istiyorum..

Geçtiğimiz aylarda işimiz gereği yarım bir Anadolu turu yaptık.. Bu tur içinde bazı belediyelere ziyaretler gerçekleştirdim..

Bizim gazetemizde de sık sık haberlerini kullandığımız Ankara’daki bir belediyenin basın ve halkla ilişkiler müdürünü ziyaret ederek gazeteleri takdim etmek istedim..

Müdürün asistanı beni beklemem için bir başkan yardımcısının özel kalemine sevk etti..

Görevli hanımefendi eşlik ederek, beni bir başkan yardımcısının asistanının odasına götürdü..

Başkan yardımcımızın asistanı sanırım o gün kötü bir gün geçirmiş olmalı ki, bir Anadolu insanının misafirperverliğinden oldukça uzak davrandı..

Ben sanki oraya bir istekte bulunmaya gitmişim gibi bırakın yüzüme bakmayı, hal hatır bile sormadı..

Olabilir, insanlık hali diye içimden geçirerek basın müdürünün toplantısının bitmesini beklemeye başladım..

Bu sırada beni o odaya götüren görevli hanım kapıya kadar geldi ve “Size ne ikram edelim” diye sordu..

Henüz ağzımı bile açmadan, başkan yardımcısının asistanı, görevli hanımefendiye öyle bir kötü bir bakış fırlattı ki kadıncağızın yüzü şekilden şekile girdi..

Teşekkür edip bir şey istemediğimi söyledim..

Ancak, asistan hanımın sinirli hareketleri, kalemi sert sert masaya vurması üzerine “Ben daha sonra gelirim” diyerek odadan çıktım ve görüşmemi gerçekleştiremeden belediyeden ayrıldım..

Be kardeşim hasbelkader orada bir iş bulmuşsun, misafirin uzaklardan gelmiş, hadi bir şey ikram etmek zorunda değilsin de  insan bir hal hatır sorar değil mi?

Ne bu kendini kaf dağında görmeler, havalar.. Yarın o başkan yardımcısı gider, başkası gelir seni de öyle bir köşeye atarlar ki bugünlerini mumla ararsın..

Bir başka asistan hikayesi de sürekli girip çıktığımız bir başka kurumda yaşanıyor..

Genel Müdürümüz Nevin Hanımla kurumun yetkililerine gazete bırakmak için asistan hanımın odasına bir kaç kez gittik. Yetkili kişiyle görüşmek istediğimizi söyledi, asistan hanım içeriye sormadan “toplantısı var” diyerek bizi geri çevirdi..

Müdür beye gazete bırakmak istediğimizi söyleyince de “Aman aman gazetelerinizi buraya bırakmayın, pandemi nedeniyle alamıyoruz, siz danışmaya bırakın müdürümüz isterse biz aldırırız” diyerek bizi tersledi..

Oysa önündeki sehpaya baktığımızda bir birinden oldukça farklı dergi ve gazeteleri gördük..

O gazeteleri de sorunca, asistan hanım  “Onları atacağım, siz de bırakmayın atarım” diyerek kabalığın alasını yaptı..

Tabi ki telefonla müdürünü arayıp konuyu aktardım..

Sonuç ne mi oldu?

Hiç bir şey tabi ki, o asistan kardeşimiz yine aynı kabalıkla görevine devam ediyor..

Hayır tabi ki kimsenin işinden olmasını istemiyoruz, ama asıl makam sahiplerinin bu kişilere bir uyarıda bulunup “Buranın yetkilisi de sahibi de benim, bizim adımıza vatandaşa kaba davranamazsınız” demelerini bekliyoruz..

Düşünün bu insanlar bu kabalığı bize yapıyorsa kim bilir vatandaşa nasıl davranıyorlar?

Allah herkesi ‘Kraldan fazla kralcı’ olanlardan korusun..

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.