Paranıza zamanınıza yazık!

14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılacak olan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için aday adayları müracaatlarını yapmaya başladı..

Tabi bu yola çıkmanın bir de maddi boyutu var..

Şöyle ki;  AK Parti’de aday adaylığı için AFAD’a bağışlanmak üzere, yetişkinler 20 bin, kadın ve gençler 10 bin engelliler de 5 bin Türk lirası yatırıyor.

CHP’de ise yetişkinler 30 bin, tadın, genç ve engelliler ise 15 bin Türk lirası yatırarak aday adayı olabiliyor.

Diğer partilerde de aday adaylığı başvuru ücretleri değişiklik gösteriyor..

AK Parti’de, milletvekili aday listesi, teşkilat temayül yoklaması ve alt komisyonların değerlendirmelerinin ardından üst komisyonca belirlenecek..

CHP de ise adayları belirlemek üzere 8 kişilik bir komisyon kuruldu ve bu isimler bölgelere göre dağıtıldı..

İYİ Parti’de ise ön seçim olacağı bildirildi..

Bugüne kadar İstanbul’da AK Parti’den 2 bin 500, CHP’de ise 700 adaylık başvurusu yapıldığı belirtiliyor..

Geçtiğimiz günlerde meslektaşlarımızla AK Parti Kartal İlçe Teşkilatı’nda nöbetçi olan bir arkadaşımızı ziyaret ettik..

Bizim 15 dakika kadar süren sohbetimiz sırasında ilçe yöneticilerinin bile adını sanını ilk kez duyduğu iki aday adayı ilçe teşkilatını ziyaret etti..

Bu kadar aday adayı enflasyonunun olduğu bir dönemde partilerin işi gerçekten zor..

Tabii bu aday adayı arkadaşların büyük bir bölümü listelere giremeyeceğini en az bizler kadar biliyorlar. Bir çoğunun amacı sadece kendi reklamını yapmak..

Peki, yayın yaptığımız İstanbul Kartal’da durum ne?

İnanın burada da tam anlamıyla bir aday adayı enflasyonu yaşanıyor..

Daha önce milletvekilliğine veya belediye başkanlığına aday olan birçok isim yeniden aday adaylığı başvurusunda bulunmuş..

Kartal’ın uzun zamandır TBMM’de hiç bir partiden temsilcisi yok..

Bir meslektaşımız, kendi gazetesinde “Kartal’dan milletvekili istiyoruz” şeklinde manşet atmış..

Bizim de gönlümüzden geçen her partide olmasa bile en az iki partiden Kartallı ismi TBMM çatısı altında görebilmek..

Peki bu aday adayı enflasyonu içinden TBMM’ye gidebilecek Kartallı isim çıkabilir mi?

Doğrusunu söylemek gerekirse 2-3 isim dışındakilerin seçilebilecek yerlerden aday olamayacağını düşünüyorum.. Kaldı ki o isimlerin de işi o kadar kolay değil..

O şanslı isimler kimler mi?

O da şimdilik bizde kalsın..

Bence bu kadar aday adayı hem parasına hem de zamanına yazık ediyor..

Düşünün daha mahallesinden delege, muhtar bile seçilememiş isimler milletvekilliği rüyası görüyor..

Ne diyelim bol hülyalı günler o zaman..

BU KADAR MI HALKTAN KOPUKSUNUZ?

İstanbul’da Metro hatlarını yönetenlerin halktan çok kopuk olduğunu düşünüyorum..

Neden mi?

Kadıköy- Sabiha Gökçen Metro Hattı 2013’de Kadıköy- Kartal arasında çalışmaya başlamıştı..

Daha sonra bu hat önce Pendik Tavşantepe’ye ardından da Sabiha Gökçen Havalimanı’na kadar uzatıldı..

Başladığı dönemde 4’lü vagon olarak ulaşım sağlayan bu metro hattında sonradan 8’li vagonlarda kullanılmaya başlandı..

Günümüzde İstanbul’da en yoğun saatlerde bu metro hattında 5 dakika arayla 4’lü ve 8’li vagonlar seferler yapılıyor..

Metroyu yöneten kişileri sabah yoğun saatlerde yolculuk yapmaya davet ediyorum..

Görsünler bakalım balık istifi yolculuk nasıl oluyormuş..

Yahu, sabah 3 saat, akşam üç saat sadece 8’li vagonları çalıştırmak bu kadar mı zor. En azından halkın yoğun olduğu saatlerde bunu yapsanız, üstelik salgının davam ettiği bu dönemde insanlar da biraz mesafeli yolculuk yapsa fena olmaz mı?

Halktan bu kadar mı kopuksunuz?

Tabi size göre hava hoş, tıkış tıkış giden insanlar size değil, kendi oylarıyla seçtikleri belediye başkanlarına saydırıyor!

BİRAZ EDEP

Metro demişken, biraz da iğneyi kendimize yani vatandaşa batıralım..  Hani o bindiğiniz metronun çeşitli yerlerinde kuralları yazan tabelalar var..

Hiç mi o uyarıları görmezsiniz, okumazsınız?

Yaşlı ve hamile ve çocuklu kadınlara ayrılan koltuklarda oturanlara bakıyorum tamamı gençlerden oluşuyor..

Tepesinde babası dedesi yaşında insanlar otururken, onlar ya cep telefonuna gömülüyor ya da uyku numarasına yatıyor..

Sırt çantasıyla yolculuk yapanlar, metro içindeki uyarılara rağmen çantalarını ellerine almayıp, arkasında kaplumbağa gibi yolculuğuna devam ediyor..

Yanındaki, arkasındakini sıkıştırıyor mu, onları rahatsız ediyor mu hiç umurlarında değil..

Yayılarak oturanlara zaten bir şey demiyorum, çünkü onlara ne söylesiniz az gelir!

Otururken cep telefonlarını açıp, oyun oynayan veya bir şeyler izleyenler ise dirseklerini yanında oturan diğer yolcunun böğrüne böğrüne dayamaktan adeta zevk alıyorlar..

Kardeşim, millet zaten tıkış tıkış gidiyor, bir de sizin ağırlığınızı çekmek zorunda mı?

Haa bir de tüm anoslara rağmen inenlere yol vermeyip bir an önce oturacak yer bulmak için kapılara hücum edenler var ki onlara söylenecek söz bulamıyorum..

Kesinlikle okullarda görgü kuralları dersleri okutulmalı!

Ayrca Metro ve Marmaray’daki ekranlarda bu tür uyarı videoları yayınlanmalı..