Ölünle Kucaklaşmak…

2018 yılı, içinde derin bir acıyı daha barındırmak istercesine, çok sevdiğim birini benden aldı! Üstelik onun artık hayatta olmadığını aylar sonra tesadüfen öğrenmiş oldum. Bir gün ona sormuştum: “Emin abi öldüğünü öğrendiğimde o acıyla nasıl baş edebileceğimi bilmiyorum. Ne yapmalıyım sence?” “Sana hayatında gerçekten sarıldığın birini kaybetmenin acısını anlatayım önce dur: Ne zaman birine yüreğinden […]

Yayınlama: 11.12.2018
A+
A-

2018 yılı, içinde derin bir acıyı daha barındırmak istercesine, çok sevdiğim birini benden aldı! Üstelik onun artık hayatta olmadığını aylar sonra tesadüfen öğrenmiş oldum.

Bir gün ona sormuştum:

“Emin abi öldüğünü öğrendiğimde o acıyla nasıl baş edebileceğimi bilmiyorum. Ne yapmalıyım sence?”

“Sana hayatında gerçekten sarıldığın birini kaybetmenin acısını anlatayım önce dur:

Ne zaman birine yüreğinden sarılsan o insan da orada olacak aslında. “Şimdi yaşıyor olsaydım seni öyle güzel sarar sarmalardım ki” diye düşünecek belki de! Yıllardır her sarılışımda uzun bir soluk almam, uzun uzun sarılmam bundandır benim. Kaybettiğim tüm kucakları sarıp sarmalarım ben! Benim ölmemin acısını hemen anlayamayacaksın da kimi ilk gönülden sarılırsan orda akacak gözlerinden acım!…

Ölümümü kutla ne olur. Benimle aynı sofrada içiyormuşçasına kutla! Abim burada nasıl olsa bir şey olmaz bana dercesine iç. Hayatında bir kez kontrolsüz biri ol! Sonra Ayvalık’a ilk ziyaretinde mezar başıma gel ve bana artık postalayamadığın mektuplarımı oku! Öldürme beni! Hayatında olmaya devam edeyim böylece!”

Hayatımdan çok büyük bir kucak eksildi! Sevdiğim birinin doğum günü masasındaydım ölüm haberini aldığımda. Markus (eşim) göz bebeklerimi acısını hissetti sanki. Telefonuyla ne oldu dercesine bir soru işareti yolladı. Seni kaybettiğimizi yazdım. Ne yapmak istersin şimdi dercesine baktı bana. Yorgun olduğumuzu söyleyerek kalktık masadan. Aslında sadece yalnız olup senin düşünmek, fotoğraflarımıza bakmak istedim. Markus bir arkadaşının yanına uğramak istedi beni seninle baş başa bırakmak için.

Eve geldim. Fotoğraflarına dokundum ama ağlayamadım bir türlü. Boğazımda bir düğüm; yutkunamadım. Seninle olmak istedim. Ve bunun bir tek yolu vardı senin bana anlattığın: Özlediğim birine sarılmalıydım!  Bunu neden yaptığımı anlatmadan. Onu üzmeden, ağlatmadan. Ne kadar zor bir şeymiş! Birine: “Bana biraz sarılır mısın” demek artık neredeyse mümkün değil eğer o kişi anneniz babanız, kardeşiniz değilse! O da çalışıyor koşturuyordu sürekli. Seninle olamadım anlayacağın! Ama kutladım ölümünü! Seveceğini düşündüğüm şeylerden içtim. Kendimi hiç kontrol etmedim. Markus bayağı bir kahrımı çekti sağ olsun. O biliyordu çünkü acınla nasıl baş edeceğimi bilemediğimi. Ne de olsa daha çok acemiyim…

Bir geceliğine uyuşturdum acımı istediğin gibi! Ama bugün benim yöntemimle yani yazarak ağlayacağım izninle! Sonra kızaran gözlerimle işe gideceğim. Biri kapıdan girer de bana sarılmak isterse yandı! Çünkü seni bırakmaya hazır değilim Emin abi! Ben yaşadığım sürece her kucak sana olan sevgimin saygı duruşu olacak!

Birlikte nice kucaklaşmalara…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.