Geçen gün vefat eden sevdiğimiz bir müşterimizin, bedenini bir tıp fakültesine bağışlamış olduğunu duymak beni çok duygulandırdı. Werner 74 yaşındaydı ve genellikle bize pazar sabahları arkadaşlarıyla kahvaltı etmeye gelirdi. Bir sonraki Pazar Günü, onsuz, oldukça sessiz ve sakin geçti. Anısına bir saygı duruşu düzenlendi ve gruptaki en yakın arkadaşı: “Artık organlarının kimseye can veremeyeceğinin bilincinde […]
Geçen gün vefat eden sevdiğimiz bir müşterimizin, bedenini bir tıp fakültesine bağışlamış olduğunu duymak beni çok duygulandırdı. Werner 74 yaşındaydı ve genellikle bize pazar sabahları arkadaşlarıyla kahvaltı etmeye gelirdi. Bir sonraki Pazar Günü, onsuz, oldukça sessiz ve sakin geçti. Anısına bir saygı duruşu düzenlendi ve gruptaki en yakın arkadaşı: “Artık organlarının kimseye can veremeyeceğinin bilincinde olduğundan, belki bilime bir katkısı olur düşüncesiyle bedenini tıp fakültesine bağışladı. Onunla gurur duyuyorum! Biz de aynı şeyi yapalım arkadaşlar. Organlarımız artık kimseye can verecek durumda değil belki ama şu bedenlerimiz bari bir işe yarasın!” deyince birden duraksadım ve hemen söze atladım:
“Avusturya’da organ nakli mecburi mi?”.
“Evet, tabii ki bu bizim vatandaşlık görevimiz” diye hep bir ağızdan aynı cümle yankılanınca gözlerim doldu! Çünkü ben de bunun gerçekten bir vatandaşlık görevi olduğuna inanıyordum yıllardır.
13 yılı aşkın bir süredir Avusturya’da yaşamama rağmen bu güzel vatandaşlık görevinden ilk kez haberdar olmuştum. Daha sonra hemen araştırdım: Avusturya meğer bütün dünyaya öncülük ederek 1982 yılında bu mecburiyeti yasal hale getirmiş ondan sonra da birçok Avrupa ülkesi ve Amerika organ bağışı mecburiyetini yasallaştırmışlar. Sadece Almanya’da bu konu bir türlü resmiyete dökülememiş (Farklı milletlerden birçok vatandaşın yaşadığı bir ülkede böyle bir mecburiyeti yasallaştırmak oldukça zor olsa gerek!).
Türkiye’de Organ Bağışı mecburi hale gelse, hatta okullarda vatandaşlık görevi olarak okutulsa ve bu konuda yeni bir bilinç oluşturulsa gelecek nesiller daha mutlu olmazlar mıydı? Şöyle düşünün:
Organ mafyası tarihe karışırdı bir kere! Türkiye’de maalesef ki böyle bir gerçek var…
Organ nakli için sırada bekleyen insanlardan ne kadar bihaberiz konuyla uzaktan yakından bir ilgimiz olmayınca. Ama gelgelelim yıllardır organ nakli için sırada bekleyen o kadar çok insan var ki. Çok hassas bir konu bu! Dinimiz açısından hiçbir sakıncası olmadığını da belirtmek istiyorum hemen merak edenler için!
Belki organ bağışının mecburi olması ve bir vatandaşlık görevi olarak kabul edilmesine daha uzun yıllar var ama sizi buradan, bütün kalbimle, bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. İzin verin organlarınız sizden sonra da başka bedenlere can katsın. Yapacağınız en kutsal iyilik bu olabilir bence!
Avusturya’da da Türkiye’de de ölebileceğimi düşünerekten en kısa zamanda iki ülke için de organlarımı bağışladığıma dair gerekli evrakları imzalamaya karar verdim. Lütfen bir gün mutlaka ben de bunu yapacağım diye düşünmekten vaz geçip bunu bir an önce gerçekleştirin. Nitekim aynı Werner’a olduğu gibi, yarın sabah uykunuzdan uyanacağınızın bir garantisi yok ama başka bedenlerde yaşayabileceğinizin garantisini verebilir size organ bağışı!
Lütfen organlarımızı bağışlayalım! Bizim hayatımızın son buluşu başka insanların yaşayamadığı güzelliklerin bir başlangıcı olsun! Buna ölmek değil, ölümsüzlük denir bence…
Ölümsüz günlere…