Eski Sevgili, Yeni Dost

Dünya büyük… Sosyal medya gittikçe küçültüyor aramızdaki mesafeleri ve herkesi birbirine bağlamakta kararlı görünüyor. Bize sürekli soruyor ; “Bu kişiyi tanıyor olabilir misiniz?”. Bir bakıyoruz ki karşımızdaki eski sevgilimizin fotoğrafı! Önce ‘eklesem mi?’, ‘eklemesem mi?’ diye bir ikileme düşüyor insan haliyle. Bir yandan da milyonlarca sorunun cevabını merak ediyor insan: ‘İyi midir?’ ‘ Her şey […]

Yayınlama: 08.10.2017
A+
A-

Dünya büyük… Sosyal medya gittikçe küçültüyor aramızdaki mesafeleri ve herkesi birbirine bağlamakta kararlı görünüyor. Bize sürekli soruyor ; “Bu kişiyi tanıyor olabilir misiniz?”. Bir bakıyoruz ki karşımızdaki eski sevgilimizin fotoğrafı! Önce eklesem mi?’, eklemesem mi?’ diye bir ikileme düşüyor insan haliyle. Bir yandan da milyonlarca sorunun cevabını merak ediyor insan: ‘İyi midir?’ ‘ Her şey yolunda mıdır hayatında?’ ‘Bana arkadaş olarak ihtiyaç duymuş mudur hiç?’  ‘Acaba yeniden dost olabilir, dertlerimizi beraber sırtlayabilir miyiz?’ Bu merakla, hayatımıza yeniden katılır eski sevgili, üstelik sadece bir tıkla!

Aradan neredeyse 20 yıl geçmiştir ve iki eski sevgili yeniden arkadaş olurlar. Telefonda eski günlerden bahsedilir, kimin kimi kırdığından, neden görüşmelerin son bulduğundan bahsedilir ve ister-istemez görmek ister insan eski sevgilisini! Yıllar ona dokunarak mı geçmiştir? Yoksa el bebek- gül bebek mi büyütmüştür? Hala Selami Şahin dinler mi? Gecenin bir yarısı karnınız guruldayınca ‘sana ne yapayım canım’  diye deliye döner mi hala? Hala öyle derin bakabilir mi gözlerinize? Ve benim en çok merak ettiğim şey: Bir aşk mektubu kalmış mıdır onda benden, altında imzam olan?

Gençliğimizin en deli döneminde sevgiliydik biz. Kendisi beni en çok konuşturabilen insanlardandı. Yoksa suskun, kendi halinde, daha çok düşünen bir genç kızdım. Yabancı bir ülkede, aynı dili konuşmanın keyfiyle tanımıştık birbirimizi ve sohbet o kadar güzeldi ki günlerce konuştuğumuzu hatırlıyorum. İkimizin de yol almak istediği bir kariyer planı vardı hayatta ve ikimiz de o plandan çok farklı işler yapıyoruz şimdi! Telefonda sohbet, aynı eski günlerde olduğu, gibi keyifli! Yüz yüze gelme vaktidir! Buluşalım diyoruz… İkimize de yakın bir mekân seçiliyor ve oraya ilk önce gidip onun size yaklaşırken takındığı o yüz ifadesini görmek istiyorsunuz.

Garip bir şefkatle size doğru yürüyor eski sevgiliniz, size bakıp, durup durup gülümsüyor ve aklına ne geldiğini söylemiyor ama havada garip bir huzur kokusu var!  Sanki yıllardır kimseye dürüst olamamışsınız gerçekten güvenip! Ben senin ne sırlarını biliyorum, bana her şeyini anlatabilirsin bakışı hâkim gözlerde. İnsan birkaç saniye dayanabiliyor içindeki tutsak sırların çığlığına, sonrası çorap söküğü gibi geliyor, sanki sırlarınız ona koşmak için can atıyorlar. Anlatıp rahatlıyorsunuz! Sizin onu hala kendinize bu kadar yakın hissetmeniz, etkiliyor eski sevgiliyi. Sırlar bir ondan bir sizden etrafa saçılıyor.

Bir de geçmişte olanlar didikleniyor arada: Sen bana böyle bir şey mi yapmıştın? Yaşanmışlıklar mantıklı olarak irdeleniyor. Tabii iki sevgili de hiç olmadıkları kadar olgunlar artık ve birbirlerine hak vermeyi biliyorlar; eskisi gibi kendilerini haklı çıkarma çabası yok içlerinde. Ay ne güzel! Keşke eskiden böyle olabilseymişiz ya…

 

Sohbet o kadar güzel ki: ‘Neyi nasıl söylesem derdi yok’, ‘beni yanlış anlar mı derdi yok’, sizi gerçekten tanıyan birine konuşuyorsunuz, bu insan uzun süre sizin filminizin başrolünü oynamış, siz onu hayatında bir figüran olmuş olsanız bile, birlikte oynadığınız bir aşk filmi vardı bir zamanlar! Anılardan bahsedilirken birden benim en çok merak ettiğim şey söz konusu olunca gözlerim doluyor: “Senin bende hala bir mektubun var Ebru!”. Mektup mu? Gerçekten mi? Hala mı? Sanki biri benim gözyaşlarımı yıllarca saklamış gibi… Mutlu oluyor, o mektubu okumak istediğimi söylüyorum hemen. “İstediğin zaman!”. Diye cevaplıyor eski sevgili…
 

20 yıl öncesine gidiyorum mektubu okurken! Hayatımda 4 kişiye mektup yazdım ve mektuplardan oluşan bir kitap projem için o insanlardan o mektupları sordum: “Hala duruyor mu sana yazdığım mektup?”. İlginçtir ki diğer 3 mektup, şahısların arkadaşları tarafından okunmuş, beğenilmiş ve onlardan biri tarafından yürütülmüştü. Görüyorsunuz değil mi? Ne kadar da ihtiyacımız var güzel cümlelere. O insanlar bu cümleler bana yazıldı diye avuttular kendilerini yıllarca sanırım… 20 yıl, 4 aşk ve hala süren güzel bir evlilikten sonra, elimde tuttuğum bir aşk mektubu var eski sevgili ve yeni dosttan kalan!

Eski dost düşman olmazmış! Eski sevgili de öyle… Hatta eski sevgili, en iyi dostunuzdan da yakın olabilir size. Eğer bir insana değer vermişlik varsa, ona baktığınızda içi-dışı aynı şeffaflıktaysa, konuşmadan gözlerinizle anlıyorsanız onun ne düşündüğünü, yormuyor sizi o sohbet! Biri sizi gerçekten anlıyor! Ve bunu yaşadığım için çok mutluyum. Hayatıma hoş geldin eski sevgili ve yeni dost! Artık bütün aşklarında yanında olacağım; bazen ağlamak istediğin bir omuz, uykusuzluğunda aradığın o tanıdık ses, en dürüst dert ortağın, acı ve tatlı haberlerini bütün tazeliğiyle paylaştığın eski sevgilin olmak güzel! Hep dost kalalım gelecek yıllara…

Sevgilerimle…

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.