Hayatın Giriş, Gelişme ve Sonuç Bölümleri…

Ben hayatın da bir kompozisyon gibi “giriş”, “gelişme” ve “sonuç” bölümlerinden oluştuğuna inanıyorum:   Giriş bölümü 6 yaşına kadar yaşadığımız evre! Çocuk, anne ve babasının sevgisi, ilgisi ve eğitimi sonucu hayata bir başlangıç yapıyor. Daha sonraki yıllarda da sürekli olarak kendini geliştiriyor ve 6 yaşına geldiğinde hayatının yeni bir dönemine adım atıyor: Yani gelişme dönemine! […]

Yayınlama: 31.05.2017
A+
A-

Ben hayatın da bir kompozisyon gibi “giriş”, “gelişme” ve “sonuç” bölümlerinden oluştuğuna inanıyorum:

 

Giriş bölümü 6 yaşına kadar yaşadığımız evre! Çocuk, anne ve babasının sevgisi, ilgisi ve eğitimi sonucu hayata bir başlangıç yapıyor. Daha sonraki yıllarda da sürekli olarak kendini geliştiriyor ve 6 yaşına geldiğinde hayatının yeni bir dönemine adım atıyor: Yani gelişme dönemine! İstediğimiz yerde olma çabamız 40 yaşına kadar meşgul ediyor gündemimizi!

40 yaşında insan ancak kendini buluyor ve veda ediyor gelişme bölümüne hayatının!

 

Hayatınızın bundan sonraki kısmı 40 yaşına kadar olan başarılarınızın meyvelerini almakla devam ediyor; yani sonuç bölümündesiniz hayatınızın. ‘Ben bunlara tokum’ düşüncesiyle bakıyorsunuz artık hayata… Bir takım açlıklarınız artık son buluyor. Adrenalin sevdası yerini yavaş yavaş anlamlı sohbetlere bırakmaya başlıyor, yaşanacak acıların bir şekilde gelip geçeceğini düşünüp üzerlerinde pek fazla durmuyorsunuz artık…



Gözleriniz bazı şeylerden soyutlandığı için güzel bir manzaranın tadını gerçekten çıkarabiliyor ruhunuz; bir gün batımı ile mutlu olmaya başlıyorsunuz.



Evet, insanı doyuran şeyin huzur olduğunu anlamanız 40 yılınızı aldı belki ama buna değdi’ diye düşünüp gülümsüyorsunuz sık sık. Sofranızda ne yediğinizden çok, sevdiklerinizin yanı başınızda olması oluyor sizi mutlu eden…

 

Yaşça kendinizden küçük biriyle sohbet ederken birden nasihat etme arzusu kaplıyor içinizi: Hoppala bu da nereden çıktı? Ben gençken bu söylemleri hiç takmazdım ki diye düşünüp yine de nasihat ediyorsunuz farkında olmadan… Bir de mahallenizin çocuklarının size “amca” ya da “teyze” demeye başlamaları var! Bu sıfatları hazmetmek zor geliyor başlarda ama buna da alışıyorsunuz…

 

Hayatınızın sonuç bölümünde her gün yeni bir tecrübeyle kapatıyorsunuz gözlerinizi uykuya. Keşke bu olgunlukla 30 yaşınıza geri dönebilseydiniz diye geçiyor aklınızdan. Bugünkü hayatınız ne kadar farklı olabilirdi, öyle değil mi? Gerçekten ne kadar farklı olabilirdi?



Geri dönüp yaptığınız hataları düzeltme şansınız olsa, siz bugünkü siz olabilir miydiniz sanıyorsunuz? Bu konunun üzerinde pek durmayın bence! Olduğunuz yerden mutlu olun. Huysuz bir ihtiyara dönüşmeyin ne olur? Sevdiklerinizin kusurlarını örtemeye çalışan, onları bir arada tutan bir sevgi yumağı olun!



Emekliliğinizde bolca seyahat edin; insanın yaşadığı kültür hayatını nasıl etkiliyor bu konularda düşünün mesela. Ufak tefek kırgınlıklarınız varsa onları da affedin gitsin. Affetmediğiniz her insan sırtınızda taşıdığınız fazladan bir 5 kilo! Bu da aklınızın bir köşesinde bulunsun…

 

Eğer yaşınız benden küçükse, yani henüz 40 yaşına ulaşmadıysanız, bu yazdıklarım kulağınıza küpe olsun (ay yine nasihat ettim galiba☺)! Aşağı yukarı aynı yaşlardaysak ve yüzünüze iki gülümseme kondurabildiysem ne mutlu bana…



Eğer yaşınız benden büyükse, eminim bu yazdıklarıma gülüp geçmişsinizdir. “Daha neler yaşayacaksın be kızım” dediğinizi duyar gibiyim.



E tabii bu yazdıklarım size ilkokul hayat bilgisi kitabından bir paragraf gibi gelmiş olmalı; aramızdaki yıllara saygım sonsuz efendim!

 

Hepinize yaşanacak mutlu bir hayat diliyorum!

 

Sevgiyle kalın…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.